Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

 

D

Dikkat, zihinsel işlevlerimizin yöneticisidir. Zihinsel enerjimizin beyne dağılım kontrolünü o yapar. Bu kontrol sistemi sayesinde dikkatimizi çelen pek çok uyaranı dışarıda bırakarak yaptığımız işe odaklanırız. Ancak bu sistemimiz iyi işlemiyorsa, arkadaşımızın silgisinin yere düşme sesine, sınıftaki çöp kovasına takılır ve odaklanmamız gereken işten uzaklaşırız. Tam işinize oturmuş, dikkatinizi yoğunlaştırmışken en ufak bir ses dikkatinizi dağıtıverir ve zor toparlanırız. Dikkati dağınık olan çocukların bir kısmı aşırı hareketli ve dürtüsel olabilirler.

"Psikanalitik kurama "göre DEHB şöyle açıklanır;

DEHB daha çok okul döneminde(latans dönemde) görülen bir bozukluktur Bu dönemde ödipal dönemin özelliği olan tüm güçlülüğün sönmesi beklenir. Çocuk artık hiyerarşik farkı, babanın gücünü kabul eder ve kendi arzularını erteler. Böylece çocuksu arzu ve istekler, toplumun kabul ettiği istek ve arzulara yöneltilip yüceltilir; babayla anne için değil, akranlarla akademik başarı için rekabet başlar.

Dikkat derslere verilir. Otorite kabul edilip, çocuksu cinsellik ergenliğe kadar ertelenir.

Çocuk bir çiftin varlığında, üçüncü olarak var olmalıdır ki bazı durumlarda bu olmaz ve çocuk annenin çifti konumunda kalır. Yani baba, araya girme ayırma görevini yapamamış sayılır. Çocukla annenin arasına giremeyen baba aynı zamanda eşini de yalnız bırakmıştır. Yalnız kalan eş de çocuğuna sarılır ve bu durum çocukta yoğun sıkıntıların oluşmasına yol açar. Buna ek olarak, çocuk babanın yerine geçtiğinde aslında ailedeki sınırları ihlal etmiş ve buna müsade edilmiş demektir. İlk güvenli ortamında bununla karşılaşan çocuk, bu durumun benzerini dış dünyaya yani okul hayatına taşır. Onun için sanki, sınırlar karışmıştır, durmak zordur. Babanın otoritesini yok sayan çocuk, devlet babanın yani okulun, öğretmenin de otoritesini yok sayacaktır. "Artık tahtaya bakıp dikkatini buraya vereceksin” kuralı geçersiz, "Şimdi değil sonra” yetersiz kalır.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi "Dr. Osman Sabuncuoğlu” öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği konusunda son yapılan araştırmalara değiniyor; İnsan beyninin ön kısmı (frontal lob) diğer canlılardan farklı olarak insanda daha çok gelişmiştir. Bu bölgenin, insanın kişiliği, ruh dünyası dikkatini kullanması ve öğrenmesi ile ilgisi bulunmuş. Zeki olduğu halde, dikkatini toplayamayan insanlarda, beynin ön bölgesinin kan şekerini az tükettiği, kan dolaşımının düşük olduğu belirlenmiş.

Dikkat, algı, bellek (hafıza) iç içe çalışan süreçlerdir. Çocuğun erişkin hayata hazırlanışı açısından bütün bu süreçlerin yerinde olması ve sağlıklı işlemesi çok önemli. Örneğin zekâ ileriliği veya zekâ sınırı olan çocukların çabuk unuttuklarından yakınılır; "Kaç kez anlatıyoruz, hatırlamıyor, öğrenemiyor…” Bütün bu sorunlar, aslında o süreçlerdeki aksaklıktan kaynaklanıyor. Dikkat eksikliği olan çocuklarda, hafıza ve dikkatle ilgili süreçler beraber çalıştığı için, dikkatteki bir problem hafızayı da etkilemektedir.

Genelde dikkat eksikliği bozukluğu yaşayan öğrencilerde ders başarısızlığı oldukça sık görülür. Dikkat eksikliği bozukluğu denilen şey, "Dikkat eksikliği Hiperaktivite bozukluğu”nun bir alt türüdür. DEB’da konsantrasyon zorluğu, dikkat dağılması, geleceğe yönelik düşünmekte zorlanma ve idarecilikte faal olamamaktır. Örneğin, öğretmenin çocuk için

tuttuğu notlarda "Ayşe daha az hayal kurmalı ve işine daha iyi konsantre olmalı” ya da "Ahmet potansiyelini değerlendiremiyor” gibi tanımlama olması DEB şüphelerini ortaya çıkarabilir.

Son zamanlarda ders çalışmayan ve ders başarısı düşük çocuklara hemen dikkati dağınık diye teşhis konuveriyor. Oysa bu tanının konması, uzun süren incelemeler gerektirmektedir. Bu tanının konabilmesi için yapılan değerlendirmeleri şöyle sıralayabiliriz;

*Görüşmeler ve anketler-ölçekler-belirti listeleri yolu ile çocuk/genç aile üyeleri, öğretmenler gibi olabildiğince çok kaynaktan bilgi toplanır.

*Geçerli ve güvenilir zekâ ile dikkat testleri (Wisc-r zeka testi ,Moxo dikkat testi..) ve psikometrik ölçüm yapılır.

*Dikkat eksikliği ve aşırı hareketliliğin yol açabileceği ikincil duygusal, sosyal, psikolojik sorunların saptanması için psikolojik testlerle incelemeler yapılır.

*Bir çocuk psikiyatristi ile görüşülür. Bazı durumlarda belirgin bir patoloji olup olmadığını belirlemek amacıyla çocuk nörolojisine yönlendirip EEG çekilebilir.

Bunların yanında mutlaka çocuk/genç çeşitli terapi programları ile çok yönlü olarak ele alınır. Bu terapi programları;

Özel eğitim-Psikoterapi-Danışmanlık: Bu çalışma pek çok alanı kapsar. Bunlar; iç kontrol geliştirme-Çocuğa/gence uygun ders çalışma metodları geliştirme-Dikkati geliştirmeye yönelik egzersizler-Düşünme hızına hakim olabilmedir. Dikkat eksikliği sorunu yaşayan öğrenciler için zeka ve dikkat geliştirici kitaplar oldukça yararlı olmaktadır.

Aile danışmanlığı: Aileye, çocuk/gençle ilgili her konuda danışmanlık vermeyi kapsar.

Psikiyatrik-Tıbbi yaklaşım: Dikkat eksikliğinde kullanılan ilaçlar, zihinsel yorgunluğu savuşturarak, çocuğun ayrıntılara odaklanmasına yardımcı olur. Ancak ilaçların yalnızca belirtilerden bazılarını hafiflettiğini, kesin bir çözüm olmadığını da belirtmemiz gerekir. İlaç, alındıktan sonra 4-5 saat için etkilidir. Bu süre sonunda çocuk eski haline döner. İlaç kısa süre etkili olan, ucuz bir tedavi yöntemidir. Özel eğitim, psikoterapi ise uzun vadede sonuç veren, etkisi daha kalıcı bir yöntemdir. İlaç, ancak çok yönlü bir tedavinin parçası ise yardımcı unsur olarak işe yarayabilir. İlaç çok iyi bir değerlendirmeden sonra verilmeli ve etkisi hem psikolog, hem anne-baba öğretmen tarafından iyi izlenmelidir.

Kıvanç TIĞLI BULUT

Psikolojik Danışman

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.