Hiperaktif Çocuklar ve Hiperaktivite


   Günlük hayatta özellikle çocuklar için ‘ele avuca sığamıyor’, ‘susmak nedir bilmiyor’, ‘derste birtakım sesler çıkartıyor’, ‘çabuk sinirleniyor’, ‘hep kendi dediği olsun istiyor’ gibi pek çok şikayetler duyulmaktadır. Yaşanılan bu durumların nedeni, hiperaktivite olarak gösterilmekte ve pek çok kez karşılaşılmaktadır. Peki nedir bu hiperaktivite, nasıl ve ne şekilde görülmekte? Hiperaktivite, 1800’lerin son çeyreğinde bilimsel olarak da adından söz edilmeye başlanan nörobiyolojik bir hastalıktır. Bireyin, yaş ve sosyal durumuna göre daha dürtüsel hareket etmesini ve daha enerjik bir şekilde davranmasını tetikleyen rahatsızlık olarak da tanımlayabiliriz.




Hiperaktifitenin Nedenleri, Özellikleri ve Belirtileri

Çocukluk döneminde en yaygın görülen hastalık türlerinden biridir. Çocukluk sürecinde hiperaktivite, diğer davranış bozuklukları, psikolojik rahatsızlıklar ve patolojik bozukluklar ile karıştırılmaktadır. Bu nörolojik bozukluk, kişinin yaşamsal alanlarında olumsuz etki etmekte ve yaşanılan zorluklar daha sonraki süreçlerde de sıkıntılara yol açmaktadır. Çocukluk döneminde ortaya çıkan hiperaktivite, daha sonraki evrelerde değişim göstererek de varlığını sürdürmektedir. Çocukluk döneminde okula uyum sağlama, arkadaş edinme, yaşının gerektirdiği davranışları yerine getirmede zorlukları yaşanırken; ergenlik döneminde ise kendini rahat ifade edememe, özgüven eksikliğini yaşama, riskli davranışlarda kendini dizginleyememe gibi problemleri yaşamaktadırlar.

Hiperativitenin nedenine ilişkin yapılan araştırmalar neticesinde net bir bilgi elde edilememiştir. Fakat çevresel, psikolojik, genetik gibi etkenlerin rol oynadığı ileri

 

sürülmüştür. Hiperaktif bireylerin karar verme aşamalarında -bekleme, düşünme, harekete geçme sistemi- yeterli performans gösteremediği görülmüştür. Buna neden olarak da -karar verme sürecinde etkin rol oynayan beynin ön kısmında yer alan- frontal lobun, işlevini tam yerine getirememiş olması gösterilmiştir.

Yapılan araştırmalar sonucunda, Amerika’da %4-10 gibi büyük bir orana sahip olan hiperaktivite bozukluğu, ülkemizde de 1 milyondan fazla çocukta görünen bir hastalık olarak belirtilmektedir. 4-5 yaşlarında fark edilen hiperaktivite, 4-8 kat daha fazla olarak erkeklerde daha sık görüldüğü saptanmıştır. Erken çocukluk döneminde de belirtileri gözlenen hiperaktivitenin, okul çağıyla birlikte farkındalığında artış gösterildiği görülmüştür. Amerikan Psikoloji Derneği (APA), hiperaktivenin ve onunla birlikte sıkça rastlanılan dürtüselliğin belirtileri olarak sürekli kıpırdanma hali, oturma sürelerinde anormal kısalıklar, yerinde duramama, tırmanma, çok konuşma, bekleme süresinin kısalığı, karşılıklı konuşmalarda karşıdaki kişi veya kişilerin sözlerini bekleyememe gibi belirtilerin baş gösterdiğini belirtmiştir.

Hiperaktivitenin Teşhis ve Tedavisi

Hiperaktivitenin tanısı için net bir belirti noktasının veya herhangi bir bilişsel testin var 

olduğundan söz edilememektedir. Bununla beraber hiperaktivite tanısı, bir uzman tarafından çeşitli yöntemlerle tespit edilmelidir. Hiperaktivitesi olan çocuklarda genellikle dikkat eksikliği de görülmektedir. Ve tedavi şekli hiperaktivitenin diğer davranış bozukluklarıyla ilişkisine göre saptanmaktadır. Genellikle hiperaktivitenin tedavisinde, ilaç(retalin) kullanılmakta, uygun bir terapi stiliyle durum düzene sokulmaya çalışılmaktadır. Bununla birlikte hiperaktivite teşhisi konulan bireylerin tedavisindeki esas amaç, var olan potansiyeli uygun bir şekilde kullanmalarını sağlayabilmek, sosyal ilişkilerinde uyumlu bir dengeyi oluşturmak, özgüveninde artışı sağlamak gibi özellikler vardır. Bu tedavi sürecinde de yine etkili olan okul, aile, sosyal çevre gibi faktörler unutulmamalıdır. Ailenin hiperaktivite hakkında bilgili olması, tutarlı davranması, etkili yöntemler kullanıp öğretmenleriyle iş birliği içinde olması; okulun da çocuğun kendini rahat hissedebileceği, olumlu davranışların sonucunda pekiştireç alabileceği, özgüvenini tamamlayacak davranışlarda bulunulması gerekmektedir.

Dikkat eksikliği şüphesi görünen çocukların, bebeklik dönemlerinde de yaşıtlarına oranla birtakım farklı semptomlar gösterdiği (uyku, konuşma, hareket etme vs. alanları) unutulmamalıdır. Çocuğun hiperaktivite belirtilerini, gösterip göstermediğine dikkat edilmelidir. Hiperaktivite semptomlarını gösteriyorsa zamanın kaybetmeden bir uzmana götürülmelidir. Unutulmamalıdır ki tedavi esnasında uzmanın yanı sıra okul, aile unsurları da tamamlayıcı boyuttadır.

 


 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.